16.04.2009

ameliyathane gunlukleri 1



uzun zamandir ayarlanmasi icin ugrasilan gun gelip catmisti. canta toparlanmis gerekli evraklar alinmis, starbucksta bi kahve bikac sigara koyu bi muhabbet zaman olduruyordum. korkulacak yada heyecanlanacak birsey yoktu aslinda goz acayip kapayincaya kadar bitecek sende fazla birsey hissetmezsin demisti doktor amca.

gidip guzel bi oda secmeliydim, denizden uzak olsada onu acik icimi sikmayacak bi manzarasi olmaliydi. Bakacak hatta yataktan cikacak vaktimin olmayacagi aklimin ucundan bile gecmiyordu. zor olmadi hemen istedigim bi tarzda odaya yerlestirildim. gelen aksam yemegimi yiyip su icmem icin sadece 00:00'a kadar vaktim oldugunu kibarca hatirlattiktan sonra iyi uyu deyip cikti hemsirede. bi iki bisi atistirip suyumu icerken arabistan sampiyonu Al-ittihat'in maclarinin kisa ozetlerini izlerek uyumusum.

ne oluyoruz birakin ben uyuyacam daha saat 5:30 diyemeden, atesini olcelim su igneleri yapalim bide su kelebegi takalim ki bol bol igne yapalim daha sonra gene diyip uyku sersemligimden faydalandilar. haklarini yememek lazim daha cok igne yapmak icin hep geri geldiler.

0900 da aliriz seni meraklanma, ama o saatte kadar da bisi yiyip icmeyesin ha diye tembihlediktek sonra artik bana dusen sey oturup pasa pasa onlari beklemekti. lakin ing yayin yapan iki tane kanal vardi ki birisi BBC world news (sabahtan aksama ayni haberleri verip duruyorlar) ikincisi ise 80lerin cakma aksiyon filmlerini inanilmaz dandik kalitede vermeyi gorev bilmis aksiyon kanali. zaman bildigin gecmiyordu. tum bunlar yetmezmis gibi doktorumuz biraz yogun sizi daha ileri bi saatte alacaz diyen hemsireye cok kizdiysamda elden bisi gelmedigi icin kos kos oturmaya devam ettim.

ameliyat icin giyilmesi gereken kiyafeti getirip hadi soyun gidiyoruz dediklerinde aslinda o kadarda sabirsizlikla beklemedigim gercegiyle yuzlestim. arkasi acik onlugumu giyip yataga uzandiktan sonra bana coookk uzun gelen ve her gecilen kapidan sonra ortamin biraz daha gariplestigi en sonunda ise herkesin yesil bereler ve onlukler taktigi odaya vardik. turk oldugumu ogrenenler ya "arkadas" diyorlar yada istanbul'u soruyorlar.
orada ki doktorlardan biri kibar kibar proseduru anlatirken bi digeri lonk diye agzima maskeyi yapistirip "nefes al derin nefes al" demez mi. kalp atisim 73 ten aninda 98 e vurdu. heyecanlandigimdan deil derin nefes alisimdan:)))

sundan biraz verecegiz, hopppp kolda si sogukluk, buda kanamayi azaltiyor hoopp kolda bi urperme (tabi bu arda derin nefes al diyip suratimi duz bi hale getirmeye calisan doktorun baskisi da cabasi) en sonunda buda anastezi birazdan bayilirsin vee...

uyaniyorum ne oldugunu cozmeye calisiyorum, bogazim agriyor yutkunamiyorum. yuzumde kocaman bi bandaj var dokunmaya calisiyorum izin vermiyorlar. tekrar uyaniyorum, ve agri kesici yapip yukari odama gonderiyorlar. doktor geliyor gecmis olsun dedikten sonra aslinda beklediklerinden cok daha farkli bi durumla karsilastiklarini ameliyatin bu yuzden bu kadar sert ve zorlu gectigini soyleyip hemen taburcu olamayacagimi 2 gun misafir edilecegimi ekliyor.
- Tamam dokturcugum da bu yutkunma ne olcak?
- bisi olmaz acir bi kac gun gecer. biz oradan cigerlerine hortum indirdik tam o aciyan yerede nefes almani saglayacak makinanin bi aletini taktikta ondan dolayi aciyor yoksa oraya bi mudahalede bulunmadik.

iki gundur yutkunmamak icin su bile icmeyeye calisiyorum.
taburcu oldum pasalar gibi geldim eve, doktorun verdigi bir haftalik dinlenmeye ragmen 2 gun icinde sahalarda olmam gerekliligi biraz zorlasada simdilik keyfim yerinde.
belki bir bardak taze skilmis portakal suyu icebilirim.

Hiç yorum yok: